Çeviriler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çeviriler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Temmuz 2019 Perşembe

Chris Brown, Drake - No Guidance Türkçe Çevirisi

Before I die I'm tryna f- you, baby
Ölmeden önce seni deniyorum bebeğim
Hopefully, we don't have no babies
Umarım bebeğimiz yoktur.
I don't even wanna go back home
I don't even wanna go back home
Hopefully, I don't leave you on your own
Umarım seni yalnız bırakmam
Ayy
Ayy
Trips that you plan for the next whole week
Gelecek hafta boyunca planladığın geziler
Bands too long for a n- so cheap
Ucuz n'lar için kuşaklar çok uzak
And your flex OD, and your sex OD
Ve esnek OD'iniz ve seks OD'niz
You got it, girl, you got it (Ayy)
Anladın kızım, anladın (Ayy)
You got it, girl, you got (Yeah)
Anladın kızım, anladın (Evet)
Pretty lil' thing, you got a bag and now you wildin'
Güzel şey, bir çantan var ve şimdi çıldırıyorsun
You just took it off the lot, no mileage
Daha yeni çıkardın, kilometre yok.
Way they hittin' you, the DM lookin' violent
Size vurma biçimleri, DM şiddetli gözüküyor
Talkin' wild, you come around and now they silent
Vahşi konuşuyorsun, buraya geliyorsun ve şimdi sessiz oluyorlar
Flew the coop at 17, no guidance
17'de kümes uçtu, rehberlik yok
You be stayin' low but you know what the vibes is
Düşük kalıyorsun ama hislerin ne olduğunu biliyorsun
Ain't never got you nowhere bein' modest
Seni asla hiçbir zaman mütevazı olmayacaksın
Poppin' shit but only 'cause you know you're poppin', yeah
"Bok, ama sadece" çünkü sen poppin olduğunu biliyorsun '
You got it, girl, you got it (Ayy)
Anladın kızım, anladın (Ayy)
You got it, girl, you got it
Anladın kızım, anladın
Lil' baby in her bag, in her Birkin
Lil 'bebeği çantasında, Birkin'de
No nine to five put the work in
Hiçbir dokuzda beşe işi bırakma
Flaws and all, I love 'em all, to me, you're perfect
Kusurlar ve hepsi, hepsini seviyorum, benim için, mükemmelsin
Baby girl, you got it, girl, you got it, girl (Oh-oh)
Bebeğim, anlasın, kızım, anladın, kızım
You got it, girl, you got it, girl (Ooh)
Anladın kızım, anladın (Ooh)
I don't wanna play no games, play no games
Oyun oynamak istemiyorum, oyun oynamak istemiyorum
F- around, give you my last name (Oh)
Aptalca davran, soyadımı ver
Know you tired of the same damn thing
Biliyorum aynı lanet düşüncelerden yoruldun
That's okay 'cause baby you
Sorun değil bebeğim çünkü sensin
You got it, girl, you got it (Ayy)
Anladın kızım, anladın (Ayy)
You got it, girl, you got it
Anladın kızım, anladın
You the only one I'm tryna make love to, pickin' and choosin'
Sevişmeye çalıştığım tek kişisin,
They ain't really love you, runnin' games, usin'
Onlar seni gerçekten sevmiyor, koşu oyunu, kullanıyor
All your stupid exes, they gon' call again
Bütün aptal eskilerin, arayacaklar
Tell 'em that a real n- steppin' in
Söyle bana adımlarım gerçek

Don't let them n- try you, test your patience
Onların seni denemesine, sabrını sınamalarına izin verme
Tell 'em that it's over, ain't no debatin' (Uh)
Onlara bittiğini söyle, tartışma yok
All you need is me playin' on your playlist
Tek ihtiyacın olan playlistinde oynamam
You ain't gotta be frustrated
Sinirlenmek zorunda değilsin
I don't wanna play no games, play no games (Oh)
Oyun oynamak istemiyorum, oyun oynamak istemiyorum (Oh)
F- around, give you my last name (My last name)
Soy adımı ver (Soy adımı)
Know you tired of the same damn thing (Same damn thing)
Aynı lanet şeyden bıktığını biliyorum (aynı lanet şey)
That's okay 'cause baby you
Sorun değil bebeğim çünkü sensin
You got it, girl, you got it (Oh, ooh, ayy)
Anladın kızım, anladın (Oh, ooh, ayy)
You got it, girl, you got it (Got it)
Anladın kızım, anladın (Anladın)
I don't wanna
istemiyorum
(Before I die, I'm tryna f- you, baby (Yeah)
(Ölmeden önce, seni smeyi deneyeceğim, bebeğim (Evet)
Hopefully, we don't have no babies (Ooh)
Umarım , biz çocuk sahibi olmamışızdır(Ooh)
I don't even wanna go back home
I don't even wanna go back home
Hopefully, I don't leave you on your own)
Neyse ki, seni bir başına bırakmıyorum
You got it, girl, you got it, oh
Anladın, kızım, anladın, oh
Play no games (No)
Oyun oynama (hayır)
Freaky (Freaky)
Acayip (acayip)
I can learn a lot from you, gotta come teach me (Woo, woo)
Senden çok şey öğrenebilirim, gelip öğretmen lazım (Woo, woo)
You a lil' hot girl, you a lil' sweetie (No, sweet)
Sen biraz seksi biraz tatlı bir kızsın ( hayır, tatlı)
Sweet like candy land and sweet like peach tree (Like that)
Candy Land* gibi tatlı ve şeftali ağacı gibi tatlı
I can tell you crazy, but sh- it kind of intrigue me (No, yeah, I like that)
I can tell you crazy, but sh- it kind of intrigue me (No, yeah, I like that)
(I don't wanna, I don't wanna)
(İstemiyorum, istemiyorum)
Seen it on the 'gram, I'm tryna see that shit in 3D, mami
Gramdan bakıldığında, bu boku 3D olarak görmeye çalışıyorum, mami
I know I get around 'cause I like to move freely
Biliyorum etrafındayım çünkü rahat özgürce etmeyi seviyorum
(I don't, I don't)
(İstemiyorum, istemiyorum)
But you could lock it down, I could tell by how you treat me
Ama sen beni kilitleyebilirsin, bana nasıl davranman gerektiğini söyleyebilirim
(I don't, I don't)
(İstemiyorum, istemiyorum)
I seen how you did homeboy, so please take it easy (No, yeah)
Nasıl kanka yaptığını görüyorum, lütfen ağırdan al
Good to have me on your side, I ain't sayin' that you need me (Yeah, yeah)
Senin tarafında olmam iyi, bana ihtiyacın olduğunu söylemiyorum (Evet,evet)
Six God talk but I ain't tryna get preachy (No, no, no)
6 tanrı konuşuyor ama vaaz vermeye çalışmıyorlar
I seen how you did homeboy, please take it easier on me
Nasıl homeboy yaptığını gördüm, lütfen benim için daha kolay
'Cause I don't wanna (No) play no games, play no games
Çünkü (hiç) oyun oynamak istemiyorum, oyun oynamak istemiyorum
(I don't wanna, I don't wanna)
(İstemiyorum, istemiyorum)
I don't wanna play no games, play no games
Oyun oynamak istemiyorum, oyun oynamak istemiyorum
(I don't, I don't)
(İstemiyorum, istemiyorum)
(I don't, I don't)
(İstemiyorum, istemiyorum)
No
Hayır

Devamını Oku »

3 Temmuz 2019 Çarşamba

Chris Brown - Back To Love Türkçe Çevirisi

I
Ben
I know I might let you down
Seni yüzüstü bırakabileceğimi biliyorum
Every twice in a while
Arada bir iki defa
And I apologize
Ve özür dilerim
I get emotional sometimes, ha
Bazen duygusal oluyorum, ha
But I'll keep running with my best foot forward
Ama en iyi ayağımla koşmaya devam edeceğim
'Cause the race to love is never over
Çünkü sevmek için yarış asla bitmez
I wanna be better for ya
Senin için daha iyi olmak istiyorum
You made me genuinely better
Beni gerçekten daha iyi yaptın
You opened my heart, oh
Kalbimi açtın, oh
You got me back to love
Beni sevgiye geri döndürdün
Back to love
Aşka dönüş
Let's get back to love
Aşka geri dönelim
I know I lost it, now I wanna get it back
Kaybettiğimi biliyorum, şimdi geri almak istiyorum
You know I wanna get it back
Biliyorsun geri almak istiyorum
There's a light on the path
Yolda bir ışık var
And now I found it, here with you is where it's at
Ve şimdi buldum, burada seninle olduğu yerde
Now I'm never looking back
Şimdi asla geriye bakmayacağım
No, I'm never going back
Hayır, asla geri dönmeyeceğim
I
Ben
Might get lost in the clouds
Bulutlarda kaybolabilir
Every once in a while but I found a way out, huh
Arada bir, ama bir çıkış yolu buldum, huh
I get stronger with time, ooh
Zamanla güçleniyorum, ooh
You opened my heart, oh (oh)
Kalbimi açtın, oh (oh)
You got me back to love (oh,
Beni sevgiye geri döndürdün (oh)
Woah) (That's where I'm meant to be, that's where I'm meant to be)
(Woah) (Olmak istediğim yer, olmam gereken yer burası)
Ooh, back to love (right where we're
Ooh, aşka dönüş (tam olduğumuz yerde)
Meant to be, right where we're meant to be)
Olmak istemem, olmamız gereken yerdeydi)
Can we get back to love? (Can we get back? Can we get back?)
Aşka geri dönebilir miyiz? (Geri dönebilir miyiz? Geri dönebilir miyiz?)
To how we used to be
Eskiden nasıl olduğumuza

I know I lost it now I wanna get it back
Biliyorum onu ​​kaybettim şimdi geri almak istiyorum
You know I wanna get it back
Biliyorsun geri almak istiyorum
There's a light on the path
Yolda bir ışık var
And now I found it, here with you is where it's at
Ve şimdi buldum, burada seninle olduğu yerde
Now I'm never looking back
Şimdi asla geriye bakmayacağım
No, I'm never going back
Hayır, asla geri dönmeyeceğim
Had a good girl but I ain't treat her right
İyi bir kızım vardı ama ona iyi davranmıyorum
I was up in her head with bullshit every night
Her gece saçma sapan kafamdaydım
Took a little time, but now I got it right
Biraz zaman aldı, ama şimdi doğru anladım
You opened my eyes up to see the light
Işıkları görmek için gözlerimi açtın
But I'll keep running with my best foot forward
Ama en iyi ayağımla koşmaya devam edeceğim
'Cause the race to love is never over (over)
Çünkü sevmek için yarış asla bitmez (bitti)
I wanna be better for ya (for ya)
Senin için daha iyi olmak istiyorum (senin için)
You made me genuinely better
Beni gerçekten daha iyi yaptın
You opened my heart, oh (oh)
Kalbimi açtın, oh (oh)
You got me back to love (oh,
Beni sevgiye geri döndürdün (oh)
Woah) (That's where I'm meant to be, that's where I'm meant to be)
(Woah) (Olmak istediğim yer, olmam gereken yer burası)
Back to love (right where we're meant
Aşka dönüş (tam olarak kastedildiğimiz yer)
To be, right where we're meant to be)
Olmak istediğimiz yerde)
Let's get back to love? (Can we get back? Can we get back?)
Aşka geri dönelim mi? (Geri dönebilir miyiz? Geri dönebilir miyiz?)
Can we get back to love? (Aah)
Aşka geri dönebilir miyiz? (Aaa)
Back to love
Aşka dönüş
Can we get back to love?
Aşka geri dönebilir miyiz?
Back to love
Aşka dönüş
I know I lost it, now I wanna get it back
Kaybettiğimi biliyorum, şimdi geri almak istiyorum
You know I wanna get it back
Biliyorsun geri almak istiyorum
There's a light on the path
Yolda bir ışık var
And now I found it, here with you is where it's at
Ve şimdi buldum, burada seninle olduğu yerde
Now I'm never looking back
Şimdi asla geriye bakmayacağım
No, I'm never going back
Hayır, asla geri dönmeyeceğim

Devamını Oku »

2 Temmuz 2019 Salı

Chris Brown, Nicki Minaj, G-Eazy - Wobble Up Türkçe Çevirisi

Haha, haha, haha, ha
haha,haha,haha,ha
Monkey on the dick, monkey on the dick (ooh, ooh)
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun ( ooh, ooh,)
Monkey on the dick, monkey on the dick
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
You see a nigga got money, you ain't twerkin' for nothing
Görüyorsun zencide para var, boşuna twek yapmıyorsun
If my dick out, then you better start suckin' or something
eğer sikim kalkarsa, o zaman emmeye başlasan iyi olur
Pay your own rent, got your own check, you don't need me
kendi kiranı kendin öde, kendi çekini kendim al,bana ihtiyacın yok
Pussy is the best, that's why a nigga hella greedy (Greedy)
kuku en iyisidir, bu yüzden zenci açgözlüdür
Huh, and you ain't out here lookin' for love
ve sen burada aşkı arayan değilsin.
'Cause you done had your heart broke, and you've had enough
Kalbin yeter kırıldı ve artık bu kadar yeter
Huh, your ex nigga, he was dumb as fuck
Huh eski sevgilin o bayağı maldı
Soon as I gave her the dick, she fallin' in love
Ona sikimi verdiğim gibi aşık olacak
Monkey on the dick, monkey on the dick (Ooh, ooh)
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun ( ooh, ooh,)
Monkey on the dick, monkey on the dick
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me show me love
bana aşkı göster, göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick (Uh)
sikin üstünde sallanmak (uh)
Wobble up, wobble, wobble up (Ayo)
sallanmak, sallanmak, sallanmak (ayo)
Wobble on the D, gobble up, gobble, gobble up
S*imde zıpla S*imde zıpla
Players huddle up, cookie cold, better bundle up
Oyuncular kucaklaşıyorlar, altın kurabiyelerimle, sıkı sarılsan iyi edersin
All them other dudes had their chance, now they out of luck
Tüm diğerleri şansını kullandılar şimdi oyun dışılar
When I bust a nut, I don't never wanna cuddle, no
Boşaldığımda kucaklaşmayı istemem
I went to the club, and guess who I seen?
cluba gittim ve tahmin et kimi gördüm?
A motherfucker that been stuntin' on me
Bir o* bana cimrilik etti
I told 'em wanted to match or back the thing out
Onlar eşleşmesini ya da şeylerini çıkarmalarını söyledim
Ain't showin' off my jewels, but shots gon' ring out
Mücevherlerimi göstermem ama vuruşlar yüzüklere olur
Now that's what I get for fuckin' with that dub
Bu yüzden şu an o aptallı işi pişiriyorum
For all my real niggas, I'm showing 'em mad love
Gerçek zencilerim onlara çılgın aşkı gösteriyorum
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak

Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love (Show me)
bana aşkı göster, göster bana, aşkı göster (göster bana)
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love (Ayy, uh)
bana aşkı göster, göster bana, aşkı göster (ayy, uh)
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up (Yee)
sallanmak, sallanmak, sallanmak (yee)
Wobble on the dick (It's Gerry)
Aletlimde sallan
Wobble up, wobble, wobble up (Ayy)
sallanmak, sallanmak, sallanmak (ayy)
Okay, now show me what you gon' do on the big stage (Ayy)
Tamam , şimdi bana büyük sahnede yapacağını göster (Ayy)
'Cause I'm headin' to Miami for a big rage (Vroom)
Miami'ye büyük isyan için gidiyorum
I'm on 10 and 11, it's been six days (Ayy)
Ben 10 ve 11'deyim 6 gün oldu
Yeah, but she gon' ride the pipe in 26 ways (Got monkey on the dick)
Ama o borumda 26 şekilde zıplayabilir
Ayy, the way you bounce on it
Üstünde zıplayışınn
I might have to fuck around and spend a house on it
Etrafta si*işip paramı eve harcamış olabilirim
Down Rodeo, now I'm spendin' large amounts on it
Aşağıdaki rodeo artık daha fazla para ödüyorum
Swipe the platinum, I might empty my accounts on it (Sheesh)
Platinumu arakla, hesabımı boşaltmış olabilirim
She said her man's a jerk
Adamını dallama olduğunu söyledi
So I pulled up while her man's at work (Monkey on the dick, I got)
Yani onun beyaz erkeği işteyken bende onu kaldırdım
Yeah, she had the night shift, I made her cancel work
Gece vardiyası vardı ama onu göndermedikm
Then I asked her twerk on the D
Sonra D'nin üstünde kıçını sallamasını istedim
I pulled out, splashed her shirt (Ooh, ooh)
Kaldırdım şortuna sıçrattım
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Bad bitches in the lobby but they wait for me (Huh)
Lobide kötü sürtükler ama benim için beklerler (Huh)
I don't pay for pussy (huh), they should be paying me
Amcık için para ödemem (huh), onlar bana ödemeliler
Give me a lap dance, she said: this one for free
Bana bi kucak dansı ver , bir kerelik bedava dedi
She feelin' on my D, askin' can she have it please
Skimi hissediyor onu almak istiyor
And she know I like it (Yeah)
ve onu sevdiğimi biliyor (evet)
I ain't worried 'bout my pull out game
Oyundaki kaldırmam hakkında endişelenme
'Cause I can't hide it, I'm over-excited
Çünkü saklayamam, çok heyecanlıyım.
What you wanna do to me?
ne yapmak istiyorsun beni
Monkey on the dick, monkey on the dick (Ooh, ooh)
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun ( ooh, ooh,)
Monkey on the dick, monkey on the dick
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak

Devamını Oku »

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Chris Brown - Indigo Türkçe Çevirisi

Hol' up
N'aber
Baby, what you want to do tonight
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun
What you got for me to try?
Denemem için neyin var?
Baby, what you want to do tonight?
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun?
What you got for me to try?
Denemem için neyin var?
OG Parker
OG Parker
Should I hit the town? (Ayy)
Kasabaya girmeli miyim? (Ayy)
Pull up at the strip (Skrrt, skrrt, ayy)
Şeritte yukarı çek (Skrrt, skrrt, ayy)
Fuck up a check, yeah
Kahrolası çek, evet
Show 'em how I live, yeah
Onlara nasıl yaşadığımı göster, evet
Link on my neck (Link on my neck)
Boynumdaki bağlantı (Boynumdaki bağlantı)
I got 'em on deck (I got 'em on deck)
Onları güverteye attım (güverteye attım)
But they didn't know you already at the crib
Ama seni zaten yatağında tanımıyorlardı
'Cause you nasty, babe
Çünkü sen pissin, bebeğim
You do everythin' I like
Sen sevdiğim herşeyi yaparsın
But you classy, babe
Ama sen klassın, bebeğim
And your spirit, just my type
Ve senin ruhun, sadece benim tipim
Oh, you nasty, babe
Oh, çok pissin, bebeğim
You do everythin' I like
Sen sevdiğim herşeyi yaparsın
Yeah, you nasty, babe
Evet, sen pissin, bebeğim
You nasty, baby
Sen pissin, bebeğim
Frequency, you freaky when we in the bed
Frekans, yatakta olduğumuzda garipsin
Yoga, fit pilate body, shawty, yeah
Yoga, pilates vücudu fit, evet
I can spot your curves with no infrared
Kızılötesi olmadan eğrilerini tespit edebilirim
Level to me, baby, open my third eye
Seviye bebeğim, üçüncü gözümü aç
That's my baby, she woke
Bu benim bebeğim, uyandı
She my little chico
O benim küçük chico'm
When I'm with her, we go
Onun yanındayken, gideriz
I found my light
Işığımı buldum
And the way that she go
Ve o böyle gitti
Now wherever I go
Şimdi nereye gidersem gideyim
I look around and the colors so bright
Etrafa baktım ve renkler çok parlak
Green, rolled up in leaves
Yeşil, yapraklara sarılmış
Yellow mood, ring
Sarı ruh hali halkası
Purple like, like a beam
Mor gibi, bir ışın gibi
I dream in indigo
Çivit mavisi rüyamda
Baby, what you wanna do tonight? (Ayy, yeah, uh)
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun? (Ayy, evet, ah)
What you got for me to try? (Baby, ah)
Denemem için neyin var? (Bebeğim, ah)
We ain't let this shit fuck up our vibe, no
Bu saçmalıkların heyecanlanmasına izin vermeyiz, hayır
Pussy fire, it's a vibe, times ten
Kedinin ateşi, çarpı 10, titreşim
'Cause you nasty, babe
Çünkü sen pissin, bebeğim

You do everythin' I like
Sen sevdiğim herşeyi yaparsın
But you classy, babe
Ama sen klassın, bebeğim
And your spirit, just my type
Ve senin ruhun, sadece benim tipim
Oh, you nasty, babe
Oh, çok pissin, bebeğim
You do everythin' I like
Sen sevdiğim herşeyi yaparsın
Yeah, you nasty, babe
Evet, sen pissin, bebeğim
You nasty, baby
Sen pissin, bebeğim
Frequency, you freaky when we in the bed
Frekans, yatakta olduğumuzda garipsin
Yoga, fit pilate body, shawty, yeah
Yoga, pilates vücudu fit, evet
I can spot your curves with no infrared
Kızılötesi olmadan eğrilerini tespit edebilirim
Level to me, baby, open my third eye
Seviye bebeğim, üçüncü gözümü aç
That's my baby, she woke
Bu benim bebeğim, uyandı
She my little chico
O benim küçük chico'm
When I'm with her, we go
Onun yanındayken, gideriz
I found my light
Işığımı buldum
And the way that she go
Ve o böyle gitti
Now wherever I go
Şimdi nereye gidersem gideyim
I look around and the colors so bright
Etrafa baktım ve renkler çok parlak
Green, rolled up in leaves
Yeşil, yapraklara sarılmış
Yellow mood, ring
Sarı ruh hali halkası
Purple like, like a beam
Mor gibi, bir ışın gibi
I dream in... (Ow!)
Hayal ediyorum... (Ow!)
I still believe that we don't die (No, we don't)
Hala ölmediğimize inanıyorum (Hayır, değiliz)
So many questions, don't know why-y-y
Pek çok soru, neden-n-n bilmiyorum
I think I know you in my other life
Sanırım seni diğer hayatımda tanıyorum
When I'm with you, I feel alive
Seninleyken, kendimi canlı hissediyorum
(Baby girl, you open)
(Bebeğim, sen aç)
Open my third eye (Ayy)
Üçüncü gözümü aç (Ayy)
That's my baby, she woke (Ooh)
Bu benim bebeğim, uyandı (Ooh)
And she my little chico (Whoa)
Ve o benim küçük chico'm (Whoa)
When I'm with her, we go (We go)
Onun yanındayken, gideriz (gideriz)
I found my light
Işığımı buldum
And the way that she go (Ooh, yeah)
Ve onun gitme şekli (Ooh, evet)
Now wherever I go (Ooh)
Şimdi nereye gidersem gideyim (Ooh)
I look around and the colors so bright
Etrafa baktım ve renkler çok parlak
Green, rolled up in leaves (Oh-whoa)
Yeşil, yapraklara sarılmış (Oh-whoa)
Yellow mood ring (Ooh, no no)
Sarı ruh hali halkası (Ooh, hayır hayır)
Purple like, like a beam (See what that purple like)
Mor gibi, bir ışın gibi (O morun nasıl olduğunu gör)
I dream in indigo
Çivit mavisi rüyamda
Baby, what you want to do tonight?
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun?
What you got for me to try?
Denemem için neyin var?
Baby, what you want to do tonight?
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun?
What you got for me to try?
Denemem için neyin var?

Devamını Oku »

30 Haziran 2019 Pazar

Conan Gray - Checkmate Türkçe Çevirisi

You think you're funny right?
Komik olduğunu düşünüyorsun değil mi?
Calling me drunk when it's too late at night
Gecenin köründe beni sarhoşken arıyorsun
Telling me truths that you know all are lies
Bana yalandan ibaret olduğunu bildiğin doğruları söylerken
Yeah, you think you're funny right?
Evet, komik olduğunu düşünüyorsun değil mi?
You think you're super sly
Süper sinsi olduğunu düşünüyorsun
Flirting with them but telling me you're mine
Onlarla flört ediyorsun ama bana benim olduğunu söylüyorsun
Building me up, but buttercup you lied
Beni inşa ediyorsun, ama yalan söyledin
Now I'm gonna ruin your life
Şimdi, hayatını mahvedeceğim
'Cause I've gotten tired of the games that you play
Çünkü oynadığın oyunlardan sıkıldım
When you tell me you love me then you throw me away
Beni sevdiğini söyledikten sonra beni uzağa fırlatıyorsun
So cry me a river 'til you drown in the lake
Yani gözyaşların sel olsun ve o gölde boğul
'Cause you may think you're winning but Checkmate
Çünkü kazandığını sanıyorsun ama şah mat edildin
Yeah you may think you're winning but Checkmate
Evet kazandığını sanıyorsun ama şah mat edildin
Now this is getting fun
Şimdi bu git gide komikleşiyor
I saw you kissing someone else's tongue
Seni başkasının diliyle öpüşürken gördüm
You said that I'm the only one you love
Bana tek aşkın olduğumu söylemiştin
Baby this is getting fun
Bebeğim bu git gide komikleşiyor
I'll let you think you won
Kazandığını sanmana izin vereceğim
Date in the park I'll play it super dumb
Parkta buluşacağız ve süper salağı oynayacağım.
Holding your hand but in the other one
Elini tutacağım ama diğer elimle de,
I'm holding a loaded gun
Dolu bir silahı tutacağım

Yeah baby you should really run
Evet bebeğim gerçekten koşmalısın
'Cause I've gotten tired of the games that you play
Çünkü oynadığın oyunlardan sıkıldım
When you tell me you love me then you throw me away
Beni sevdiğini söyledikten sonra beni uzağa fırlatıyorsun
So cry me a river 'til you drown in the lake
Yani gözyaşların sel olsun ve o gölde boğul
'Cause you may think you're winning but Checkmate
Çünkü kazandığını sanıyorsun ama şah mat edildin
Yeah you may think you're winning but Check-
Evet belki kazandığını düşünüyorsun ama şah mat edildin
And I'm gonna get you gone
Ve seni bırakacağım
Can't play me like your pawn
Benimle piyonunmuşum gibi oynayamazsın
Set fire to your lawn
Bahçeni yakacağım
Just like you did to my heart
Aynı benim kalbime yaptığın gibi
And I'ma wreck your car (and I'ma wreck your car)
Ve arabanı parçalayacağım (ve arabanı parçalayacağım)
And max your credit cards (and max your credit cards)
Ve kredi kartlarını fulleyeceğim (ve kredi kartlarını fulleyeceğim)
A lover on the large (a lover on the large)
Büyük bir sevgili (büyük bir sevgili)
You're gonna wish you never harmed me
Beni asla incitmemiș olmayı dileyeceksin
'Cause I've gotten tired of the games that you play
Çünkü oynadığın oyunlardan sıkıldım
When you tell me you love me then you throw me away
Beni sevdiğini söyledikten sonra beni uzağa fırlatıyorsun
So cry me a river 'til you drown in the lake
Yani gözyaşların sel olsun ve o gölde boğul
'Cause you may think you're winning but Checkmate
Çünkü kazandığını sanıyorsun ama şah mat edildin
And you did some damage so I'm making you pay
Sen damganı vuracaksın, ben de seni ödeyeceğim
And no one's ever gonna love you anyways
Ve böylece kimse seni asla sevemeyecek
'Cause you're just a narcissist who's totally fake
Çünkü sen sadece bir narsistsin, sahte bir tane
Yeah you may think you're winning this heartbreak
Evet belki bu kalp kırıklığını kazandığını düşüneceksin
But you aren't gonna win it 'cause Checkmate
Ama kazanmayacaksın çünkü şah mat edildin

Devamını Oku »

29 Haziran 2019 Cumartesi

Céline Dion - Flying On My Own Türkçe Çevirisi

There's something shifting in the air
Havada kayan bir şey var
If I'm not mistaken
Eğer hatalı değilsem
Dust is clearing everywhere
Toz her yeri temizliyor
Memories awaken
Anılar uyanık
My feet on the runway
Ayaklarım pistin üzerinde
It's a beautiful day
Güzel bir gün
I look to the sky now
Şimdi gökyüzüne bakarım
I'm finding my way
Kendimi yolumu buluyorum
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
On the wings of your love
Senin aşkının kanatlarında
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
On the wings of your love
Senin aşkının kanatlarında
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
The warmer winds will carry me
Daha ılık rüzgarlar beni taşıyacak
Anywhere I want them to
Nereye taşımalarını istersem
If you could see what I can see
Eğer benim görebildiğimi sen de görebilirsen
That nothing's blocking my view
Hiçbir şey benim görüşümü engellemiyor
I look to the sky now
Şimdi gökyüzüne bakarım
It's a beautiful day
Güzel bir gün
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
On the wings of your love
Senin aşkının kanatlarında
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum

On the wings of your love
Senin aşkının kanatlarında
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm free like an eagle, soar like an eagle
Bir kartal gibi özgürüm, bir kartal gibi süzülürüm
Sailing the winds of change
Değişim rüzgarlarına yelken açmak
On the winds of change
Değişimin kanatlarında
On the winds of change
Değişimin kanatlarında
My feet on the runway
Ayaklarım pistin üzerinde
It's a beautiful day
Güzel bir gün
I look to the sky now
Şimdi gökyüzüne bakarım
I'm finding my way
Kendimi yolumu buluyorum
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm flying on my, flying on my, flying on my own
Uçuyorum, uçuyorum, tek başıma uçuyorum
Flying on my own, baby yeah yeah
Tek başıma uçuyorum, bebeğim evet evet
I'm flying on my, flying on my, flying on my own
Uçuyorum, uçuyorum, tek başıma uçuyorum
Flying on my own, baby yeah yeah
Tek başıma uçuyorum, bebeğim evet evet
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
On the winds of change
Değişimin kanatlarında
On the winds of change
Değişimin kanatlarında
On the winds of change
Değişimin kanatlarında

Devamını Oku »

Ed Sheeran, Khalid - Beautiful People Türkçe Çevirisi

We are, we are, we are
Biz, biz, biz
L.A. on a Saturday night in the summer
Yazın cumartesi gecesinde Los Angeles'ta
Sundown and they all come out
Güneşin batıyor ve onların hepsi ortaya çıkıyor
Lamborginis and their rented Hummers
Lamborginiler ve onların kiralanmış Hummerları ile birlikte
The party's on, so they're headin' downtown
Parti başladı, bu yüzden şehir merkezine doğru gidiyorlar
Everybody's lookin' for a come up
Herkes bir şeyleri ortaya çıkarmaya çalışıyor
And they wanna know what you're about
Ve senin ne yapmakta olduğunu bilmek istiyorlar
Me in the middle with the one I'm lovin'
Ben ve sevdiğim, ortadayız
We're just tryna figure everything out
Biz sadece her şeyi çözmeye çalışıyoruz
We don't fit in well 'cause we are just ourselves
Tam olarak uyum sağlayamıyoruz çünkü biz sadece kendimiziz
I could use some help gettin' out of this conversation, yeah
Bu sohbetten kurtulmak için biraz yardım alabilirim, evet
You look stunnin', dear, so don't ask that question here
Şaşırmış görünüyorsun canım, bu soruyu burada sorma
This is my only fear, that we become
Bu benim tek korkum, olduğumuz şey
Beautiful people
Güzel insanlar
Drop top, designer clothes
Üstü açık arabalar, tasarımcı kıyafetleri
Front row at fashion shows
Moda şovlarında en ön sırada
"What d'you do?" and "Who d'you know?"
"Ne yapardın?" ve "Kimi tanıyorsun?"
Inside the world of beautiful people
Güzel insanların dünyasında
Champagne and rolled-up notes
Şampanya ve toplu notlarla
Prenups and broken homes
Evlilik sözleşmeleri ve mutsuz evler
Surrounded, but still alone
Etrafı çevrelenmiş ama hâlâ yalnız
Let's leave the party
Hadi partiyi terk edelim
That's not who we are (We are, we are, we are)
Biz bu değiliz ( Biz, biz, biz)
We are not beautiful
Biz güzel değiliz.

Yeah, that's not who we are (We are, we are, we are)
Evet, biz bu değiliz (Biz, biz, biz)
We are not beautiful (Beautiful)
Biz güzel değiliz (Güzel)
L.A., mmm, drove for hours last night and we made it nowhere
L.A., mmm, dün gece saatlerce araç sürdü ve hiçbir yere varamadık
I see stars in your eyes when we're halfway there (All night)
Otoyolda iken gözlerinde yıldızları görüyorum (Bütün gece)
I'm not fazed by all them lights and flashin' cameras
Onların ışıltısı ile kameraların ışıklarını karıştırmıyorum
'Cause with my arms around you, there's no need to care
Çünkü kollarım sana sarılıyken, umursamaya gerek yok
We don't fit in well, we are just ourselves
Tam olarak uyum sağlayamıyoruz, biz kendimiziz
I could use some help gettin' out of this conversation, yeah
Bu sohbetten kurtulmak için biraz yardım alabilirim, evet
You look stunning, dear, so don't ask that question here
Çarpıcı gözüküyorsun, canım, o yüzden o soruyu burada sorma
This is my only fear, that we become
Bu benim tek korkum, olduğumuz şey
Beautiful people
Güzel insanlar
Drop top, designer clothes
Üstü açık arabalar, tasarımcı kıyafetleri
Front row at fashion shows
Moda şovlarında en ön sırada
"What d'you do?" and "Who d'you know?"
"Ne yapardın?" ve "Kimi tanıyorsun?"
Inside the world of beautiful people
Güzel insanların dünyasında
Champagne and rolled-up notes
Şampanya ve toplu notlarla
Prenups and broken homes
Evlilik sözleşmeleri ve mutsuz evler
Surrounded, but still alone
Etrafı çevrelenmiş ama hâlâ yalnız
Let's leave the party
Hadi partiyi terk edelim
That's not who we are (We are, we are, we are)
Biz bu değiliz ( Biz, biz, biz)
We are not beautiful, yeah
Biz güzel değiliz, evet
Yeah, that's not who we are (We are, we are, we are)
Evet, biz bu değiliz (Biz, biz, biz)
We are not beautiful (Beautiful)
Biz güzel değiliz (Güzel)
We are, we are, we are
Biz, biz, biz
We are not beautiful
Biz güzel değiliz.

Devamını Oku »

Young Thug, J. Cole, Travis Scott - The London Türkçe Çevirisi

Yeah...
Evet
Oh, oh (oh, oh)
Oh, oh (oh, oh)
Woah (woah...)
Voah voah
Woah, woah
Vay vay, vay
You good, T-Minus?
İyisin, T-Minus?
Oh
Oh
You can meet me at the London (London)
Londrada buluşabiliriz
If you find time, we can run one (run one)
Eğer zamanın varsa, bi koşabiliriz
Talk about some things, we can undo (undo)
Bi şeylerden bahset, geri de alabiliriz
You just send the pin, I can find you (you)
Sadece bi işaret gönder, seni bulabilirim
6'1" on the money, 9'2" (9'2")
6'1 ", parayla 9'2" 
You just say the word and I'll run through
Sadece bi kelime söyle arasından geçeceğim.
Two texts, no reply, that's when I knew
İki metin, cevap yok, bu bildiğim zaman
I knew, I knew, yeah I knew
Biliyordum, biliyordum evet biliyordum
Yeah
Evet
Circumnavigate the globe, as the cash grows (grow)
Nakit büyüdükçe, dünyayı dolaş
Get a nigga whacked, like you get the grass mowed (mowed)
Çimenleri biçmek gibi bir zencinin sarhoş olmasını sağla (Mowed)
I'm talkin' slick, run ‘em with the big slime, nigga (slime)
Ben kaygan konuşuyorum, Büyük Balçıkla koşuyorum, zenci (Balçık) 
Could hit your bitch, you could never hit mine, nigga (mine)
Kaltağına vurabilirsin, benimkini asla vuramazsın, zenci (Mine)
In my DM, they electric slide, nigga (huh, slide)
DM'mde elektrikli slayt, zenci (Huh, slayt)
No catfishing, this is not a fish fry, nigga
Catfishing yok, bu bir balık kızartma değil, zenci
Never switch sides on my dog
Köpeğime asla taraf değiştirmeyin
Catch a contact, hit your right, go to Mars
Bir bağlantı yakala, sağa vur, Mars'a git
Everybody singing
herkes söylüyor
How you come up out your face and say I ain't the artist
Yüzünden nasıl çıkıp şimdiye kadar duyduğun en ateşli
Nigga, you done never heard
zenci olmadığımı söylersin
I left a flock of rappers dead and burned
Bir sürü rapçi öldü ve gömdüm
A verse from me is like eleven birds
Benden bir ayet onbir kuş gibi
I did the math it's like 2000 dollars every word
Matematik yaptım, her kelime 2000 dolar gibi
I'm on the verge, I'll beat the charge
Sınırdayım, sorumluluğu yeneceğim
I killed some niggas and I walked away from it
Zencileri öldürdüm ve ondan uzaklaştım
Then I observe, just how you curve
Öyleyse gözlemledim, sadece nasıl kıvrılacağını
And told them niggas that they gotta wait for it
Onlara zencilere bunu beklemeleri gerektiğini söyledi
I know, I know you in hot demand
Biliyorum, seni çok talep ediyor
I'm balling on a pussy nigga like Jauwanna Mann
Juwanna Mann gibi bir kedi zenci bekliyorum
I'm drowning out inside the pussy like I never swam
Hiç yüzmedim gibi tüm kedi boğuluyorum
'Ey fuck your IG, I put somethin' on your sonogram
Ayy, IG'ini siktir et, sonogramına bir şey koydum
I'm the man (ayy, ayy)
Ben erkeğim, ayy, ayy
You can meet me at the London (London)
Londrada buluşabiliriz

If you find time, we can run one (run one)
Eğer zamanın varsa, bi koşabiliriz
Talk about some things, we can undo (undo)
Bi şeylerden bahset, geri de alabiliriz
You just send the pin, I can find you
Sadece pimi gönder, seni bulabilirim
6'1" on the money, 9'2" (9'2")
6'1 ", parayla 9'2" 
You just say the word and I'll run through
Sadece bi kelime söyle arasından geçeceğim.
Two texts, no reply, that's when I knew
İki metin, cevap yok, bu bildiğim zaman
I knew, I knew, yeah I knew
Biliyordum, biliyordum evet biliyordum
Pimp talk, church talk, I can make a brick walk
Pe*evenk konuşması, kilise konuşması, Bir tuğla yürüyüşü yapabilirim
Up north, down south, Bankhead the ritual (ayy)
Kuzeyde, güneyde, Bankhead'den Rachel Walk'a (Aye) 
Hit it with a little water, stretch it like a vocal chord
Biraz su ile vur, Bir vokal akoru gibi uzat
STD, I run my ward, fuck a fed and his daughter
STD, koğuşumu yönetiyorum, Bir beslenen ve kızını becer
I'ma run the compound, ye I supply the sugar raisin bread (woah)
Ben bileşiği çalıştırıyorum, ve şeker veriyorum
I got a main and she gon' ride (uh)
Bir anadam var ve o sürecek (Uhh)
She took a quarter and she fled (uh)
Bir çeyrek aldı ve kaçtı (Uhh) 
I'm in that mouth now, she gone ride (yeah)
Şimdi ağzındayım, bu yüzden o sürecek (Evet)
I see the pain in shortie's light brown eyes (oh)
Shawty'nin açık kahverengi gözlerindeki acıyı görüyorum (Ooh)
I'm at The London with some big thighs
Londra'da bazı büyük kalçalarla
No fries, cheesesteaks with the fish eyes
Patates kızartması yok, balık tarafıyla biftek yiyor
Did your mama tell you when there's a fire, drop, stop and roll? (aww yeah)
Annen, ateş, durma, düşme ve yuvarlanma gibi bir şey olduğunda sana söylemedi mi (Tamam evet)
I've been on the road like a pair of sprinters at Stop and Go's (yeah)
Stop and Go'daki (Evet) bir çift Sprinters gibi yoldaydım
I could charge them like a Dodge, I'm a Demon
Onları bir şeytandaki Dodge gibi suçlayabilirim
Got your broad in the garage eatin' semen (whoo)
Geneti garajda meni yiyen var
Every time a nigga go back to the ward
Bir zenci, koğuşa her döndüğünde
Niggas act like they wanna start
Zenciler başlıyormuş gibi davranıyor
And we leave them on the cement (graw, graw)
Ve onları çimentoda bırakıyoruz (Graw, graw!)
You can meet me at the London (London)
Londrada buluşabiliriz
If you find time, we can run one (run one)
Eğer zamanın varsa, bi koşabiliriz
Talk about some things, we can undo (undo)
Bi şeylerden bahset, geri de alabiliriz
You just send the pin, I can find you (find, find, find)
You just send the pin, I can find you (find, find, find)
6'1" on the money, 9'2" (9'2")
6'1 ", parayla 9'2" 
You just say the word and I'll run through
Sadece bi kelime söyle arasından geçeceğim.
Two texts, no reply, that's when I knew (I knew)
İki metin, cevap yok, o zaman biliyordum
I knew, I knew, yeah I knew
Biliyordum, biliyordum evet biliyordum
Aight, crushed down we get money
Ezildim, para kazandık (Evet) 
44 times when you won't play (yeah, side)
44 kez oynamayacağın zaman (Evet, taraf)
44 side
44 side
89 fly, I might (fly)
89 uçabilirim (Uçurum) 
I might, see you one time
Belki bir kez görüşürüz, nereye gittiğini
Woah, woah
Vay vay, vay
Four knows say I
Düşman diyelim, ben

Devamını Oku »

Willow - Wait a Minute! Türkçe Çevirisi

Wait a minute
Bir dakika bekle!
I think I left my conscience on your front doorstep
Sanırım bilincimi kapının önünde unuttum
Woah-oh, woah-oh
Woah-oh, woah-oh
Wait a minute
Bir dakika bekle!
I think I left my consciousness in the sixth dimension
Sanırım bilincimi 6. boyutta unuttum
But I'm here right now, right now
Ama şimdi buradayım, işte buradayım
Just sitting in a cloud, oh wow
Bir bulutun üzerinde oturuyorum, aman Tanrım
I'm here right now, right now with you, oh wow, oh wow
İşte şimdi buradayım, şimdi burada seninleyim, aman Tanrım
I don't even care
Hiç umrumda değil
I'll run my hands through your hair
Ellerimi saçından geçiriyorum
You wanna run your fingers through mine
Sen de ellerini benim saçımdan geçirmek istiyorsun
But my dreads too thick and that's alright
Ama rastalarım çok kalın ve bu sorun değil
Hold on, wait a minute
Dur, bekle bir dakika!
Feel my heart's intention
Kalbimin amacını hisset
Hold on, wait a minute
Dur, bekle bir dakika!
I left my consciousness in the sixth dimension
Bilincimi 6. boyutta unuttum
Left my soul in his vision
Ruhumu onun görüşünde unuttum
Let's go get it, oh, oh
Haydi gidip onu alalım
Let's go get it, oh, oh
Haydi gidip onu alalım
Some things don't work
Bazı şeyler işe yaramaz
Some things are bound to be
Bazı şeyler ise olmaya mahkum
Some things, they hurt
Bazı şeyler, canını yakarlar
And they tear apart me
Ve beni paramparça ederler
You left your diary at my house
Günlüğünü evimde unuttun

And I read those pages, you really love me, baby
Ben de o sayfaları okudum, beni gerçekten seviyorsun bebeğim
Some things don't work
Bazı şeyler işe yaramaz
Some things are bound to be
Bazı şeyler ise olmaya mahkum
Some things, they hurt
Bazı şeyler, canını yakarlar
And they tear apart me
Ve beni paramparça ederler
But I broke my word, and you were bound to see
Ama sözümü tutmadım ve bunu eninde sonunda görecektin
And I cried at the curb
Ve kaldırım kenarında ağladım
When you first said "Oel ngati kameie"
Sen ilk kez "Oel ngati kameie" dediğinde
Hold on, wait a minute
Dur, bekle bir dakika!
Feel my heart's intention
Kalbimin amacını hisset
Hold on, wait a minute
Dur, bekle bir dakika!
I left my consciousness in the sixth dimension
Bilincimi 6. boyutta unuttum
Left my soul in his vision
Ruhumu onun görüşünde unuttum
Let's go get it, oh, oh
Haydi gidip onu alalım
Let's go get it, oh, oh
Haydi gidip onu alalım
Some people lie to live
Bazı insanlar bana yalan söyler
Some just tryin' to get by
Bazıları ise anlaşmaya çalışır
Some people I can't hurt, ooh
Bazı insanların canını yakamam
Some just rather say goodbye, bye
Bazıları da elveda demeyi tercih eder
Hold on, wait a minute
Dur, bekle bir dakika!
Feel my heart's intention
Kalbimin amacını hisset
Hold on, wait a minute
Dur, bekle bir dakika!
I left my consciousness in the sixth dimension
Bilincimi 6. boyutta unuttum
Left my soul in his vision
Ruhumu onun görüşünde unuttum
Let's go get it, oh, oh
Haydi gidip onu alalım
Let's go get it, oh, oh
Haydi gidip onu alalım

Devamını Oku »

Lil Tecca - Ransom Türkçe Çevirisi

Turn you to a dancer
Seni dansçıya çevir.
Yeah
Evet
Internet Money bitch
İnternet parası kaltak
I got black, I got white, what you want?
Siyahım, beyazım ne istersin?
Hop outside a ghost and hop up in a Phantom
Bir hayaletin dışına atla ve bir hayaletle atla
I know I'm boutta blow-oh-woah-oh, I ain't dumb
Biliyorum ben bi bok-oh-woah-oh, aptal değilim
They try to take my flow, I take they ass for ransom
Akışımı almaya çalışıyorlar, fidye için kıçlarını alıyorum
I know that I'm gone
Gittiğimi biliyorum
They see me blowing up, now they say they want a song
Beni havaya uçuruyorlar, şimdi bir şarkı istediklerini söylüyorlar
I got two twin Glocks, turn you to a dancer
İki tane ikiz Glock var, seni dansçıya çeviriyorum
I see two twin opps, leave 'em on the banner
İki tane ikiz karşıt görüyorum, afişe bırak.
And I got two thick thots, wanna lick the gang, yeah
Ve iki kalın kalçam var, çeteyi yalamak istiyorum, evet
I got red, I got blue, what you want?
Kırmızı oldum, mavi oldum, ne istiyorsun?
This shit all Balenciaga, Louis and Vuitton
Bütün bunlar Balenciaga, Louis ve Vuitton.
She know I got the Fendi, Prada when I ain't belong
Ait olmadığım zamanlarda Fendi, Prada'yı aldığımı biliyor.
I needed me a dire outta alley me to want
İsteyeceğim bir sokaktan bana cüret etmem gerekiyordu
I started from the bottom, you could see the way I stunt
Aşağıdan başladım, dublörüm şeklini görebildin
I want all the diamonds,
Bütün elmasları istiyorum.
I want that shit to weigh a ton
Bu bokun bir ton ağırlığını istiyorum.
The opps they tryna law me
Beni kandırmaya çalışanlar
'Cause they hate the place I'm from
Çünkü ben ondan nefret ediyorlar.
But them niggas don't know me
Ama onlar ZENCİLER beni tanımıyor!

They just know the place I'm from
Sadece nereli olduğumu biliyorlar
I got lots of shawties tryna pull up to my place
Benim yerime çekmeye çalışan çok fazla shawty var
But you ain't want me last year so just get up out my face
Ama geçen sene beni istemiyorsun bu yüzden sadece yüzümden kalk
They all up in my inbox
Hepsi gelen kutuma geldi
So I know they want a taste
O yüzden tatmak istediklerini biliyorum
I know they want my downfall
Düşüşümü istediklerini biliyorum.
Oh nigga are you laced?
Ah zenci bağladın mı?
I got black, I got white, what you want?
Siyahım, beyazım ne istersin?
Hop outside a ghost and hop up in a Phantom
Bir hayaletin dışına atla ve bir hayaletle atla
I know I'm boutta boutta blow-oh-woah-oh, I ain't dumb
Biliyorum ben butik butik-oh-woah-oh, aptal değilim
They try to take my flow, I take they ass for ransom
Akışımı almaya çalışıyorlar, fidye için kıçlarını alıyorum
I know that I'm gone
Gittiğimi biliyorum
They see me blowing up, now they say they want a song
Beni havaya uçuruyorlar, şimdi bir şarkı istediklerini söylüyorlar
I got two twin Glocks, turn you to a dancer
İki tane ikiz Glock var, seni dansçıya çeviriyorum
I see two twin opps, leave 'em on the banner
İki tane ikiz karşıt görüyorum, afişe bırak.
And I got two thick thots, wanna lick the gang, yeah
Ve iki kalın kalçam var, çeteyi yalamak istiyorum, evet
I got black, I got white, what you want?
Siyahım, beyazım ne istersin?
Hop outside a ghost and hop up in a Phantom
Bir hayaletin dışına atla ve bir hayaletle atla
I know I'm boutta boutta blow-oh-woah-oh, I ain't dumb
Biliyorum ben butik butik-oh-woah-oh, aptal değilim
They try to take my flow, I take they ass for ransom
Akışımı almaya çalışıyorlar, fidye için kıçlarını alıyorum
I know that I'm gone
Gittiğimi biliyorum
They see me blowing up, now they say they want a song
Beni havaya uçuruyorlar, şimdi bir şarkı istediklerini söylüyorlar
I got two twin Glocks, turn you to a dancer
İki tane ikiz Glock var, seni dansçıya çeviriyorum
I see two twin opps, leave 'em on the banner
İki tane ikiz karşıt görüyorum, afişe bırak.
And I got two thick thots, wanna lick the gang, yeah
Ve iki kalın kalçam var, çeteyi yalamak istiyorum, evet

Devamını Oku »

Odetta Hartman - Batonebo Türkçe Çevirisi

It's true - I could have done better 
But I won't be bullied to fully take the blame 
You came - into my body like a spirit 
So I have determined your proper name 
Bu gerçek- Daha iyi yapabilirdim. 
Ama suçu tamamiyle üstlenmek için zorba olamam 
vücudumun içine bir ruh gibi geldin 
Bu yüzden senin özel ismini belirledim 

Batonebo 
Leave me be 
I'll give you roses and violets 
If you stop inflicting violence on me 
Batonebo 
eğer üstümdeki vahşeti durdurursan 
Sana güller ve menekşeler vereceğim 

Forgive - my cancerous emotions 
Here I offer these devotions to appease 
Now please - da tik'bit 
Filter out of me 
So I can drown out this supernatural scream 
Affet, benim kanserli duygularım... 
işte yatıştırman için sana dua öneriyorum 
şimdi lütfen, da tik'bit 
aralarından beni seç 
böylelikle bu doğa üstü çığlığı bastırabilirim 

Batonebo 
Set me free 
I'll sing you iavnana vardo batonebo 
Batonebo 
Beni rahat bırak! 
sana söyleyeceğim. 

Batonebo 
Leave me be 
I'll give you roses and violets 
If you stop inflicting violence on me 
Batonebo 
eğer üstümdeki vahşeti durdurursan 
Sana güller ve menekşeler vereceğim

Devamını Oku »