3 Temmuz 2019 Çarşamba

Chris Brown - Back To Love Türkçe Çevirisi

I
Ben
I know I might let you down
Seni yüzüstü bırakabileceğimi biliyorum
Every twice in a while
Arada bir iki defa
And I apologize
Ve özür dilerim
I get emotional sometimes, ha
Bazen duygusal oluyorum, ha
But I'll keep running with my best foot forward
Ama en iyi ayağımla koşmaya devam edeceğim
'Cause the race to love is never over
Çünkü sevmek için yarış asla bitmez
I wanna be better for ya
Senin için daha iyi olmak istiyorum
You made me genuinely better
Beni gerçekten daha iyi yaptın
You opened my heart, oh
Kalbimi açtın, oh
You got me back to love
Beni sevgiye geri döndürdün
Back to love
Aşka dönüş
Let's get back to love
Aşka geri dönelim
I know I lost it, now I wanna get it back
Kaybettiğimi biliyorum, şimdi geri almak istiyorum
You know I wanna get it back
Biliyorsun geri almak istiyorum
There's a light on the path
Yolda bir ışık var
And now I found it, here with you is where it's at
Ve şimdi buldum, burada seninle olduğu yerde
Now I'm never looking back
Şimdi asla geriye bakmayacağım
No, I'm never going back
Hayır, asla geri dönmeyeceğim
I
Ben
Might get lost in the clouds
Bulutlarda kaybolabilir
Every once in a while but I found a way out, huh
Arada bir, ama bir çıkış yolu buldum, huh
I get stronger with time, ooh
Zamanla güçleniyorum, ooh
You opened my heart, oh (oh)
Kalbimi açtın, oh (oh)
You got me back to love (oh,
Beni sevgiye geri döndürdün (oh)
Woah) (That's where I'm meant to be, that's where I'm meant to be)
(Woah) (Olmak istediğim yer, olmam gereken yer burası)
Ooh, back to love (right where we're
Ooh, aşka dönüş (tam olduğumuz yerde)
Meant to be, right where we're meant to be)
Olmak istemem, olmamız gereken yerdeydi)
Can we get back to love? (Can we get back? Can we get back?)
Aşka geri dönebilir miyiz? (Geri dönebilir miyiz? Geri dönebilir miyiz?)
To how we used to be
Eskiden nasıl olduğumuza

I know I lost it now I wanna get it back
Biliyorum onu ​​kaybettim şimdi geri almak istiyorum
You know I wanna get it back
Biliyorsun geri almak istiyorum
There's a light on the path
Yolda bir ışık var
And now I found it, here with you is where it's at
Ve şimdi buldum, burada seninle olduğu yerde
Now I'm never looking back
Şimdi asla geriye bakmayacağım
No, I'm never going back
Hayır, asla geri dönmeyeceğim
Had a good girl but I ain't treat her right
İyi bir kızım vardı ama ona iyi davranmıyorum
I was up in her head with bullshit every night
Her gece saçma sapan kafamdaydım
Took a little time, but now I got it right
Biraz zaman aldı, ama şimdi doğru anladım
You opened my eyes up to see the light
Işıkları görmek için gözlerimi açtın
But I'll keep running with my best foot forward
Ama en iyi ayağımla koşmaya devam edeceğim
'Cause the race to love is never over (over)
Çünkü sevmek için yarış asla bitmez (bitti)
I wanna be better for ya (for ya)
Senin için daha iyi olmak istiyorum (senin için)
You made me genuinely better
Beni gerçekten daha iyi yaptın
You opened my heart, oh (oh)
Kalbimi açtın, oh (oh)
You got me back to love (oh,
Beni sevgiye geri döndürdün (oh)
Woah) (That's where I'm meant to be, that's where I'm meant to be)
(Woah) (Olmak istediğim yer, olmam gereken yer burası)
Back to love (right where we're meant
Aşka dönüş (tam olarak kastedildiğimiz yer)
To be, right where we're meant to be)
Olmak istediğimiz yerde)
Let's get back to love? (Can we get back? Can we get back?)
Aşka geri dönelim mi? (Geri dönebilir miyiz? Geri dönebilir miyiz?)
Can we get back to love? (Aah)
Aşka geri dönebilir miyiz? (Aaa)
Back to love
Aşka dönüş
Can we get back to love?
Aşka geri dönebilir miyiz?
Back to love
Aşka dönüş
I know I lost it, now I wanna get it back
Kaybettiğimi biliyorum, şimdi geri almak istiyorum
You know I wanna get it back
Biliyorsun geri almak istiyorum
There's a light on the path
Yolda bir ışık var
And now I found it, here with you is where it's at
Ve şimdi buldum, burada seninle olduğu yerde
Now I'm never looking back
Şimdi asla geriye bakmayacağım
No, I'm never going back
Hayır, asla geri dönmeyeceğim

Devamını Oku »

2 Temmuz 2019 Salı

Mesut Yılmaz - Sokak Lambası Yeni Şarkı Sözleri

Mesut Yılmaz'ın yeni söylemiş olduğu "Sokak Lambası" şarkısının sözleri sitemize eklendi.


Her gecenin ikisinde
Sokak lambası kadar yalnızım
Kimseler bilemez
Dipsiz ve karanlık bir kuyudayım

Bilmem neden hep yağmur yağar gece üzerime
Sadece ıslanırım üşümem

Unuttum gün saymayı
Zamanla yarışamadım
Arınamadım kendimden ve senden

Bir yol aradım ama
Zifiri karanlıktı
Sadece yürüdüm koşamadım
Düşmekten korktum
Devamını Oku »

Chris Brown, Nicki Minaj, G-Eazy - Wobble Up Türkçe Çevirisi

Haha, haha, haha, ha
haha,haha,haha,ha
Monkey on the dick, monkey on the dick (ooh, ooh)
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun ( ooh, ooh,)
Monkey on the dick, monkey on the dick
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
You see a nigga got money, you ain't twerkin' for nothing
Görüyorsun zencide para var, boşuna twek yapmıyorsun
If my dick out, then you better start suckin' or something
eğer sikim kalkarsa, o zaman emmeye başlasan iyi olur
Pay your own rent, got your own check, you don't need me
kendi kiranı kendin öde, kendi çekini kendim al,bana ihtiyacın yok
Pussy is the best, that's why a nigga hella greedy (Greedy)
kuku en iyisidir, bu yüzden zenci açgözlüdür
Huh, and you ain't out here lookin' for love
ve sen burada aşkı arayan değilsin.
'Cause you done had your heart broke, and you've had enough
Kalbin yeter kırıldı ve artık bu kadar yeter
Huh, your ex nigga, he was dumb as fuck
Huh eski sevgilin o bayağı maldı
Soon as I gave her the dick, she fallin' in love
Ona sikimi verdiğim gibi aşık olacak
Monkey on the dick, monkey on the dick (Ooh, ooh)
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun ( ooh, ooh,)
Monkey on the dick, monkey on the dick
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me show me love
bana aşkı göster, göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick (Uh)
sikin üstünde sallanmak (uh)
Wobble up, wobble, wobble up (Ayo)
sallanmak, sallanmak, sallanmak (ayo)
Wobble on the D, gobble up, gobble, gobble up
S*imde zıpla S*imde zıpla
Players huddle up, cookie cold, better bundle up
Oyuncular kucaklaşıyorlar, altın kurabiyelerimle, sıkı sarılsan iyi edersin
All them other dudes had their chance, now they out of luck
Tüm diğerleri şansını kullandılar şimdi oyun dışılar
When I bust a nut, I don't never wanna cuddle, no
Boşaldığımda kucaklaşmayı istemem
I went to the club, and guess who I seen?
cluba gittim ve tahmin et kimi gördüm?
A motherfucker that been stuntin' on me
Bir o* bana cimrilik etti
I told 'em wanted to match or back the thing out
Onlar eşleşmesini ya da şeylerini çıkarmalarını söyledim
Ain't showin' off my jewels, but shots gon' ring out
Mücevherlerimi göstermem ama vuruşlar yüzüklere olur
Now that's what I get for fuckin' with that dub
Bu yüzden şu an o aptallı işi pişiriyorum
For all my real niggas, I'm showing 'em mad love
Gerçek zencilerim onlara çılgın aşkı gösteriyorum
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak

Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love (Show me)
bana aşkı göster, göster bana, aşkı göster (göster bana)
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love (Ayy, uh)
bana aşkı göster, göster bana, aşkı göster (ayy, uh)
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up (Yee)
sallanmak, sallanmak, sallanmak (yee)
Wobble on the dick (It's Gerry)
Aletlimde sallan
Wobble up, wobble, wobble up (Ayy)
sallanmak, sallanmak, sallanmak (ayy)
Okay, now show me what you gon' do on the big stage (Ayy)
Tamam , şimdi bana büyük sahnede yapacağını göster (Ayy)
'Cause I'm headin' to Miami for a big rage (Vroom)
Miami'ye büyük isyan için gidiyorum
I'm on 10 and 11, it's been six days (Ayy)
Ben 10 ve 11'deyim 6 gün oldu
Yeah, but she gon' ride the pipe in 26 ways (Got monkey on the dick)
Ama o borumda 26 şekilde zıplayabilir
Ayy, the way you bounce on it
Üstünde zıplayışınn
I might have to fuck around and spend a house on it
Etrafta si*işip paramı eve harcamış olabilirim
Down Rodeo, now I'm spendin' large amounts on it
Aşağıdaki rodeo artık daha fazla para ödüyorum
Swipe the platinum, I might empty my accounts on it (Sheesh)
Platinumu arakla, hesabımı boşaltmış olabilirim
She said her man's a jerk
Adamını dallama olduğunu söyledi
So I pulled up while her man's at work (Monkey on the dick, I got)
Yani onun beyaz erkeği işteyken bende onu kaldırdım
Yeah, she had the night shift, I made her cancel work
Gece vardiyası vardı ama onu göndermedikm
Then I asked her twerk on the D
Sonra D'nin üstünde kıçını sallamasını istedim
I pulled out, splashed her shirt (Ooh, ooh)
Kaldırdım şortuna sıçrattım
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Bad bitches in the lobby but they wait for me (Huh)
Lobide kötü sürtükler ama benim için beklerler (Huh)
I don't pay for pussy (huh), they should be paying me
Amcık için para ödemem (huh), onlar bana ödemeliler
Give me a lap dance, she said: this one for free
Bana bi kucak dansı ver , bir kerelik bedava dedi
She feelin' on my D, askin' can she have it please
Skimi hissediyor onu almak istiyor
And she know I like it (Yeah)
ve onu sevdiğimi biliyor (evet)
I ain't worried 'bout my pull out game
Oyundaki kaldırmam hakkında endişelenme
'Cause I can't hide it, I'm over-excited
Çünkü saklayamam, çok heyecanlıyım.
What you wanna do to me?
ne yapmak istiyorsun beni
Monkey on the dick, monkey on the dick (Ooh, ooh)
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun ( ooh, ooh,)
Monkey on the dick, monkey on the dick
sikin üstünde maymun, sikin üstünde maymun
Baby, show me that shit
bebeğim bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Show me that shit
bana o boku göster
Show me love, show me, show me love
bana aşkı göster, Göster bana, aşkı göster
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak
Wobble on the dick
sikin üstünde sallanmak
Wobble up, wobble, wobble up
sallanmak, sallanmak, sallamak

Devamını Oku »

Derya Uluğ - Ah Zaman Şarkı Sözü

Derya Uluğ - Ah Zaman şarkı sözleri
Ah zaman
Doyurdukların olacak
Doğurdukların da elbet
Peki ya Soydukların?
Onları kim geri verecek

Yaşımı, günümü aldın da
Gençliğimi kim geri verecek
Yüzümden gülüşümü çaldın da
Bana kim kim teslim edecek

Kaderi sana bağladım da
Dünümü kim değiştirecek
Ah zaman Koca yalan
Sana doğruyu kim gösterecek
Yavaş bu hız beni öldürecek

Derya Uluğ - Ah Zaman şarkısını dinlemek için video linki


Devamını Oku »

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Chris Brown - Indigo Türkçe Çevirisi

Hol' up
N'aber
Baby, what you want to do tonight
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun
What you got for me to try?
Denemem için neyin var?
Baby, what you want to do tonight?
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun?
What you got for me to try?
Denemem için neyin var?
OG Parker
OG Parker
Should I hit the town? (Ayy)
Kasabaya girmeli miyim? (Ayy)
Pull up at the strip (Skrrt, skrrt, ayy)
Şeritte yukarı çek (Skrrt, skrrt, ayy)
Fuck up a check, yeah
Kahrolası çek, evet
Show 'em how I live, yeah
Onlara nasıl yaşadığımı göster, evet
Link on my neck (Link on my neck)
Boynumdaki bağlantı (Boynumdaki bağlantı)
I got 'em on deck (I got 'em on deck)
Onları güverteye attım (güverteye attım)
But they didn't know you already at the crib
Ama seni zaten yatağında tanımıyorlardı
'Cause you nasty, babe
Çünkü sen pissin, bebeğim
You do everythin' I like
Sen sevdiğim herşeyi yaparsın
But you classy, babe
Ama sen klassın, bebeğim
And your spirit, just my type
Ve senin ruhun, sadece benim tipim
Oh, you nasty, babe
Oh, çok pissin, bebeğim
You do everythin' I like
Sen sevdiğim herşeyi yaparsın
Yeah, you nasty, babe
Evet, sen pissin, bebeğim
You nasty, baby
Sen pissin, bebeğim
Frequency, you freaky when we in the bed
Frekans, yatakta olduğumuzda garipsin
Yoga, fit pilate body, shawty, yeah
Yoga, pilates vücudu fit, evet
I can spot your curves with no infrared
Kızılötesi olmadan eğrilerini tespit edebilirim
Level to me, baby, open my third eye
Seviye bebeğim, üçüncü gözümü aç
That's my baby, she woke
Bu benim bebeğim, uyandı
She my little chico
O benim küçük chico'm
When I'm with her, we go
Onun yanındayken, gideriz
I found my light
Işığımı buldum
And the way that she go
Ve o böyle gitti
Now wherever I go
Şimdi nereye gidersem gideyim
I look around and the colors so bright
Etrafa baktım ve renkler çok parlak
Green, rolled up in leaves
Yeşil, yapraklara sarılmış
Yellow mood, ring
Sarı ruh hali halkası
Purple like, like a beam
Mor gibi, bir ışın gibi
I dream in indigo
Çivit mavisi rüyamda
Baby, what you wanna do tonight? (Ayy, yeah, uh)
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun? (Ayy, evet, ah)
What you got for me to try? (Baby, ah)
Denemem için neyin var? (Bebeğim, ah)
We ain't let this shit fuck up our vibe, no
Bu saçmalıkların heyecanlanmasına izin vermeyiz, hayır
Pussy fire, it's a vibe, times ten
Kedinin ateşi, çarpı 10, titreşim
'Cause you nasty, babe
Çünkü sen pissin, bebeğim

You do everythin' I like
Sen sevdiğim herşeyi yaparsın
But you classy, babe
Ama sen klassın, bebeğim
And your spirit, just my type
Ve senin ruhun, sadece benim tipim
Oh, you nasty, babe
Oh, çok pissin, bebeğim
You do everythin' I like
Sen sevdiğim herşeyi yaparsın
Yeah, you nasty, babe
Evet, sen pissin, bebeğim
You nasty, baby
Sen pissin, bebeğim
Frequency, you freaky when we in the bed
Frekans, yatakta olduğumuzda garipsin
Yoga, fit pilate body, shawty, yeah
Yoga, pilates vücudu fit, evet
I can spot your curves with no infrared
Kızılötesi olmadan eğrilerini tespit edebilirim
Level to me, baby, open my third eye
Seviye bebeğim, üçüncü gözümü aç
That's my baby, she woke
Bu benim bebeğim, uyandı
She my little chico
O benim küçük chico'm
When I'm with her, we go
Onun yanındayken, gideriz
I found my light
Işığımı buldum
And the way that she go
Ve o böyle gitti
Now wherever I go
Şimdi nereye gidersem gideyim
I look around and the colors so bright
Etrafa baktım ve renkler çok parlak
Green, rolled up in leaves
Yeşil, yapraklara sarılmış
Yellow mood, ring
Sarı ruh hali halkası
Purple like, like a beam
Mor gibi, bir ışın gibi
I dream in... (Ow!)
Hayal ediyorum... (Ow!)
I still believe that we don't die (No, we don't)
Hala ölmediğimize inanıyorum (Hayır, değiliz)
So many questions, don't know why-y-y
Pek çok soru, neden-n-n bilmiyorum
I think I know you in my other life
Sanırım seni diğer hayatımda tanıyorum
When I'm with you, I feel alive
Seninleyken, kendimi canlı hissediyorum
(Baby girl, you open)
(Bebeğim, sen aç)
Open my third eye (Ayy)
Üçüncü gözümü aç (Ayy)
That's my baby, she woke (Ooh)
Bu benim bebeğim, uyandı (Ooh)
And she my little chico (Whoa)
Ve o benim küçük chico'm (Whoa)
When I'm with her, we go (We go)
Onun yanındayken, gideriz (gideriz)
I found my light
Işığımı buldum
And the way that she go (Ooh, yeah)
Ve onun gitme şekli (Ooh, evet)
Now wherever I go (Ooh)
Şimdi nereye gidersem gideyim (Ooh)
I look around and the colors so bright
Etrafa baktım ve renkler çok parlak
Green, rolled up in leaves (Oh-whoa)
Yeşil, yapraklara sarılmış (Oh-whoa)
Yellow mood ring (Ooh, no no)
Sarı ruh hali halkası (Ooh, hayır hayır)
Purple like, like a beam (See what that purple like)
Mor gibi, bir ışın gibi (O morun nasıl olduğunu gör)
I dream in indigo
Çivit mavisi rüyamda
Baby, what you want to do tonight?
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun?
What you got for me to try?
Denemem için neyin var?
Baby, what you want to do tonight?
Bebeğim, bu gece ne yapmak istiyorsun?
What you got for me to try?
Denemem için neyin var?

Devamını Oku »

Deniz Toprak - Yüreğim Evin Yeni Şarkı Sözleri

Deniz Toprak'ın yeni söylemiş olduğu "Yüreğim Evin" şarkısının sözlerini okuyabilir ve dinleyebilirsiniz.


Sarsam saklasam seni yüreğime derine
Sen da gidersen bir gün gelmez kimse yerine

Sevda yüreğe değdi, yüreğim seni sevdi
Gönül verseydin bana, bu yürek bize evdi

Alsam getirsem seni yüreğime evine
Dağ olur durur musun sevdamızın önüne
Devamını Oku »

Burcu Güneş - Ufo | Yeni Şarkı Sözleri

Burcu Güneş'in yeni yayınlanmış olan "Ufo" şarkısının sözlerini okuyabilir ve dinleyebilirsiniz.


Atlamadan önce durup denizin dibine bakılmaz mı
Dibe çakılır mıyız hesabı
Ya akarsın bu hızla ya akmaz durursun bir kenarda
Yüksek voltaj çarpılırsın aman dikkat

Yıldızlar ışıldarken dilek tuttum ben içimden
Hayatımın aşkı hadi gel bir mucize olsun lütfen
Devamını Oku »

30 Haziran 2019 Pazar

Conan Gray - Checkmate Türkçe Çevirisi

You think you're funny right?
Komik olduğunu düşünüyorsun değil mi?
Calling me drunk when it's too late at night
Gecenin köründe beni sarhoşken arıyorsun
Telling me truths that you know all are lies
Bana yalandan ibaret olduğunu bildiğin doğruları söylerken
Yeah, you think you're funny right?
Evet, komik olduğunu düşünüyorsun değil mi?
You think you're super sly
Süper sinsi olduğunu düşünüyorsun
Flirting with them but telling me you're mine
Onlarla flört ediyorsun ama bana benim olduğunu söylüyorsun
Building me up, but buttercup you lied
Beni inşa ediyorsun, ama yalan söyledin
Now I'm gonna ruin your life
Şimdi, hayatını mahvedeceğim
'Cause I've gotten tired of the games that you play
Çünkü oynadığın oyunlardan sıkıldım
When you tell me you love me then you throw me away
Beni sevdiğini söyledikten sonra beni uzağa fırlatıyorsun
So cry me a river 'til you drown in the lake
Yani gözyaşların sel olsun ve o gölde boğul
'Cause you may think you're winning but Checkmate
Çünkü kazandığını sanıyorsun ama şah mat edildin
Yeah you may think you're winning but Checkmate
Evet kazandığını sanıyorsun ama şah mat edildin
Now this is getting fun
Şimdi bu git gide komikleşiyor
I saw you kissing someone else's tongue
Seni başkasının diliyle öpüşürken gördüm
You said that I'm the only one you love
Bana tek aşkın olduğumu söylemiştin
Baby this is getting fun
Bebeğim bu git gide komikleşiyor
I'll let you think you won
Kazandığını sanmana izin vereceğim
Date in the park I'll play it super dumb
Parkta buluşacağız ve süper salağı oynayacağım.
Holding your hand but in the other one
Elini tutacağım ama diğer elimle de,
I'm holding a loaded gun
Dolu bir silahı tutacağım

Yeah baby you should really run
Evet bebeğim gerçekten koşmalısın
'Cause I've gotten tired of the games that you play
Çünkü oynadığın oyunlardan sıkıldım
When you tell me you love me then you throw me away
Beni sevdiğini söyledikten sonra beni uzağa fırlatıyorsun
So cry me a river 'til you drown in the lake
Yani gözyaşların sel olsun ve o gölde boğul
'Cause you may think you're winning but Checkmate
Çünkü kazandığını sanıyorsun ama şah mat edildin
Yeah you may think you're winning but Check-
Evet belki kazandığını düşünüyorsun ama şah mat edildin
And I'm gonna get you gone
Ve seni bırakacağım
Can't play me like your pawn
Benimle piyonunmuşum gibi oynayamazsın
Set fire to your lawn
Bahçeni yakacağım
Just like you did to my heart
Aynı benim kalbime yaptığın gibi
And I'ma wreck your car (and I'ma wreck your car)
Ve arabanı parçalayacağım (ve arabanı parçalayacağım)
And max your credit cards (and max your credit cards)
Ve kredi kartlarını fulleyeceğim (ve kredi kartlarını fulleyeceğim)
A lover on the large (a lover on the large)
Büyük bir sevgili (büyük bir sevgili)
You're gonna wish you never harmed me
Beni asla incitmemiș olmayı dileyeceksin
'Cause I've gotten tired of the games that you play
Çünkü oynadığın oyunlardan sıkıldım
When you tell me you love me then you throw me away
Beni sevdiğini söyledikten sonra beni uzağa fırlatıyorsun
So cry me a river 'til you drown in the lake
Yani gözyaşların sel olsun ve o gölde boğul
'Cause you may think you're winning but Checkmate
Çünkü kazandığını sanıyorsun ama şah mat edildin
And you did some damage so I'm making you pay
Sen damganı vuracaksın, ben de seni ödeyeceğim
And no one's ever gonna love you anyways
Ve böylece kimse seni asla sevemeyecek
'Cause you're just a narcissist who's totally fake
Çünkü sen sadece bir narsistsin, sahte bir tane
Yeah you may think you're winning this heartbreak
Evet belki bu kalp kırıklığını kazandığını düşüneceksin
But you aren't gonna win it 'cause Checkmate
Ama kazanmayacaksın çünkü şah mat edildin

Devamını Oku »

29 Haziran 2019 Cumartesi

MABEL MATİZ COMME UN ANIMAL SÖZLERİ

mabel matiz comme un animal sözleri
MABEL MATİZ COMME UN ANIMAL SÖZLERİ

Ellerim saçlarında dolaşırken
Ellerim saçlarında

Yatır beni
Şu küçük tembeli kaşı kendinle
Yatır beni
Şu küçük tembeli kaşı kendinle

Oooo
Sevsen de yutamıyorsun ya hani
Oooo
Benden de mi utanıyorsun, ha?

Je veux te sentir comme un animal
Dis moi le mots que j’attend, si fort
J'ai besoin d’un sentiment aussi forte que la morte ou la naissance,
quelque chose d’intinse

Je veux te b* comme un animal
Dis moi le mots que j’attend, si fort
J'ai besoin d’un sentiment aussi forte que la morte ou la naissance,
quelque chose d’intinse
Devamını Oku »

Céline Dion - Flying On My Own Türkçe Çevirisi

There's something shifting in the air
Havada kayan bir şey var
If I'm not mistaken
Eğer hatalı değilsem
Dust is clearing everywhere
Toz her yeri temizliyor
Memories awaken
Anılar uyanık
My feet on the runway
Ayaklarım pistin üzerinde
It's a beautiful day
Güzel bir gün
I look to the sky now
Şimdi gökyüzüne bakarım
I'm finding my way
Kendimi yolumu buluyorum
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
On the wings of your love
Senin aşkının kanatlarında
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
On the wings of your love
Senin aşkının kanatlarında
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
The warmer winds will carry me
Daha ılık rüzgarlar beni taşıyacak
Anywhere I want them to
Nereye taşımalarını istersem
If you could see what I can see
Eğer benim görebildiğimi sen de görebilirsen
That nothing's blocking my view
Hiçbir şey benim görüşümü engellemiyor
I look to the sky now
Şimdi gökyüzüne bakarım
It's a beautiful day
Güzel bir gün
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
On the wings of your love
Senin aşkının kanatlarında
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum

On the wings of your love
Senin aşkının kanatlarında
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm free like an eagle, soar like an eagle
Bir kartal gibi özgürüm, bir kartal gibi süzülürüm
Sailing the winds of change
Değişim rüzgarlarına yelken açmak
On the winds of change
Değişimin kanatlarında
On the winds of change
Değişimin kanatlarında
My feet on the runway
Ayaklarım pistin üzerinde
It's a beautiful day
Güzel bir gün
I look to the sky now
Şimdi gökyüzüne bakarım
I'm finding my way
Kendimi yolumu buluyorum
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
I'm flying on my, flying on my, flying on my own
Uçuyorum, uçuyorum, tek başıma uçuyorum
Flying on my own, baby yeah yeah
Tek başıma uçuyorum, bebeğim evet evet
I'm flying on my, flying on my, flying on my own
Uçuyorum, uçuyorum, tek başıma uçuyorum
Flying on my own, baby yeah yeah
Tek başıma uçuyorum, bebeğim evet evet
I'm flying on my own
Tek başıma uçuyorum
(On the wings of your love)
(Senin aşkının kanatlarında)
On the winds of change
Değişimin kanatlarında
On the winds of change
Değişimin kanatlarında
On the winds of change
Değişimin kanatlarında

Devamını Oku »

Ed Sheeran, Khalid - Beautiful People Türkçe Çevirisi

We are, we are, we are
Biz, biz, biz
L.A. on a Saturday night in the summer
Yazın cumartesi gecesinde Los Angeles'ta
Sundown and they all come out
Güneşin batıyor ve onların hepsi ortaya çıkıyor
Lamborginis and their rented Hummers
Lamborginiler ve onların kiralanmış Hummerları ile birlikte
The party's on, so they're headin' downtown
Parti başladı, bu yüzden şehir merkezine doğru gidiyorlar
Everybody's lookin' for a come up
Herkes bir şeyleri ortaya çıkarmaya çalışıyor
And they wanna know what you're about
Ve senin ne yapmakta olduğunu bilmek istiyorlar
Me in the middle with the one I'm lovin'
Ben ve sevdiğim, ortadayız
We're just tryna figure everything out
Biz sadece her şeyi çözmeye çalışıyoruz
We don't fit in well 'cause we are just ourselves
Tam olarak uyum sağlayamıyoruz çünkü biz sadece kendimiziz
I could use some help gettin' out of this conversation, yeah
Bu sohbetten kurtulmak için biraz yardım alabilirim, evet
You look stunnin', dear, so don't ask that question here
Şaşırmış görünüyorsun canım, bu soruyu burada sorma
This is my only fear, that we become
Bu benim tek korkum, olduğumuz şey
Beautiful people
Güzel insanlar
Drop top, designer clothes
Üstü açık arabalar, tasarımcı kıyafetleri
Front row at fashion shows
Moda şovlarında en ön sırada
"What d'you do?" and "Who d'you know?"
"Ne yapardın?" ve "Kimi tanıyorsun?"
Inside the world of beautiful people
Güzel insanların dünyasında
Champagne and rolled-up notes
Şampanya ve toplu notlarla
Prenups and broken homes
Evlilik sözleşmeleri ve mutsuz evler
Surrounded, but still alone
Etrafı çevrelenmiş ama hâlâ yalnız
Let's leave the party
Hadi partiyi terk edelim
That's not who we are (We are, we are, we are)
Biz bu değiliz ( Biz, biz, biz)
We are not beautiful
Biz güzel değiliz.

Yeah, that's not who we are (We are, we are, we are)
Evet, biz bu değiliz (Biz, biz, biz)
We are not beautiful (Beautiful)
Biz güzel değiliz (Güzel)
L.A., mmm, drove for hours last night and we made it nowhere
L.A., mmm, dün gece saatlerce araç sürdü ve hiçbir yere varamadık
I see stars in your eyes when we're halfway there (All night)
Otoyolda iken gözlerinde yıldızları görüyorum (Bütün gece)
I'm not fazed by all them lights and flashin' cameras
Onların ışıltısı ile kameraların ışıklarını karıştırmıyorum
'Cause with my arms around you, there's no need to care
Çünkü kollarım sana sarılıyken, umursamaya gerek yok
We don't fit in well, we are just ourselves
Tam olarak uyum sağlayamıyoruz, biz kendimiziz
I could use some help gettin' out of this conversation, yeah
Bu sohbetten kurtulmak için biraz yardım alabilirim, evet
You look stunning, dear, so don't ask that question here
Çarpıcı gözüküyorsun, canım, o yüzden o soruyu burada sorma
This is my only fear, that we become
Bu benim tek korkum, olduğumuz şey
Beautiful people
Güzel insanlar
Drop top, designer clothes
Üstü açık arabalar, tasarımcı kıyafetleri
Front row at fashion shows
Moda şovlarında en ön sırada
"What d'you do?" and "Who d'you know?"
"Ne yapardın?" ve "Kimi tanıyorsun?"
Inside the world of beautiful people
Güzel insanların dünyasında
Champagne and rolled-up notes
Şampanya ve toplu notlarla
Prenups and broken homes
Evlilik sözleşmeleri ve mutsuz evler
Surrounded, but still alone
Etrafı çevrelenmiş ama hâlâ yalnız
Let's leave the party
Hadi partiyi terk edelim
That's not who we are (We are, we are, we are)
Biz bu değiliz ( Biz, biz, biz)
We are not beautiful, yeah
Biz güzel değiliz, evet
Yeah, that's not who we are (We are, we are, we are)
Evet, biz bu değiliz (Biz, biz, biz)
We are not beautiful (Beautiful)
Biz güzel değiliz (Güzel)
We are, we are, we are
Biz, biz, biz
We are not beautiful
Biz güzel değiliz.

Devamını Oku »